Demokrasiyi haydutlara teslim etmek…

Son yıllarda “demokrasinin sonu mu geliyor” benzeri endişeli tartışmalar yapılıyor. Sonu gelmiyor belki ama temsili demokrasi ilk kez içeriden gelen popülist siyasetin meydan okuma ile karşı karşıya.

Batılı demokrasiler, ya bu meydan okumayı dizginleyecek yeni mekanizmalar üretecek ya da bir süredir geçmişte kaldığını düşündüğü despotik yönetim biçimlerinin karanlık yüzüyle tekrar karşılaşacak.

Cambridge Üniversitesi siyaset bölümü başkanı David Runciman’a göre bugün yaşanan siyasi belirsizliğin ve yılgınlık hissinin 2008 küresel ekonomik krizinin bir sonucu olduğu kanaatinde.

Runciman, uzun bir ekonomik sersemliğin ardından ABD’de Donald Trump felaketini ve İngiltere’deki Brexit depremini de bu krize bağlıyor. Runciman demokrasinin, seçmenin kendini kapana kısılmış hissettiği, büyük değişimler fikrinden hoşlandığı ancak temel değişikliklerden kaçındığı bir orta yaş krizinde olduğunu düşünüyor.

Şüphesiz bugün temsili demokrasinin bir hastalıkla malul olduğu muhakkak. Bunun da en bariz göstergesi, iktidarların ikiyüzlülük, yalan ve kandırma politikalarıyla kendi hastalıklarını gizlemeye çalışıyor olmaları…

Açıkçası insanlığın geleceği açısından endişe verici bir durumla karşı karşıyayız. Zira Avrupa’nın hafızasında büyük acılara tekabül eden ve de bir insanlık düşmanı olan faşizm, demokratik değerleri içten içe çürüten bir tehlike olarak yeniden Avrupa sahnesinde…

Kuşkusuz Avrupa demokrasilerinin önündeki en büyük korku, sadece içeride her geçen gün büyüyen faşizm tehlikesi değil, demokratik dünyanın himayesinde Gazze’de insanların yaşama hakkını elinden alan, soykırım suçu işleyen bir haydutluk rejiminin sınır tanımazlığıdır.

Galiba ‘Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür’ özdeyişinin zihinlerimizde yeniden canlandığı günleri yaşıyoruz. Hitler’in, Yahudilere karşı işlediği soykırım suçunun başka bir versiyonu şimdi Gazze’de 21. Yüzyılın yeni Hitler’i Netanyahu tarafından sahneleniyor. Ne yazık ki geçmişteki o büyük acılara tanıklık eden Avrupa demokrasileri, Gazze’deki soykırımı görmüyor, görmek istemiyor.

Demokratik değerlerin, insanlığın en büyük güvencesi olan evrensel hukuk normlarının nasıl yok sayılmak istendiği konusundaki en son örnek, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yaşananlar…

Bilindiği gibi, Netanyahu hakkında soykırım suçundan yakalama talebinde bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Khan, demokrasi ve hukuk adına utanç vesikası olan bir gerçeği gözler önüne serdi.

CNN’de Amanpour’a yaptığı açıklamada, daha önce ABD başta olmak üzere Batı başkentlerinden baskı gördüklerini belirten Başsavcı, ABD’nin tehditlerini bir kez daha ifşa etti ve şunları söyledi: “Bir siyasetçi bana çok açık konuştu. ‘Bu mahkeme Afrika ve Putin gibi haydutlar için kuruldu’ dedi. Hayır, bu mahkeme Nurnberg’in mirasıdır. Elinizden geleni yapın ama bizi tehditlerle yıldıramazsınız.”

Hiç lafı dolandırmadan belirtelim, bütün dünyanın gözü önünde işlenen soykırım suçunu görmezden gelen, daha da vahimi soykırımı adeta teşvik eden demokratik dünyanın politikacıları, bizzat kendi elleriyle demokrasinin temeline dinamit yerleştiriyorlar ve kelimenin tam anlamıyla demokrasiyi haydutların insafına terk ediyorlar.

Maalesef Batı dünyasında her geçen gün popülist liderlerin baskın hale geldiği, demokratik siyasal kültürün bozulduğu bir süreci yaşıyoruz. Elbette kimse demokrasiden vazgeçmek niyetinde değil, ancak Batı demokrasilerinin üzerine çöken popülizm kabusu sistem açısından ciddi bir tehlikeye işaret ediyor.

İtalyan faşizminin ideolojisi ve kültürü, totalitarizm ve siyasal din kavramı üzerine pek çok kitabı bulunan modern tarih profesörü Emilio Gentile’nin bu konuda ciddi endişeleri var. Temsili demokrasinin ‘sahne demokrasisi’ne dönüşme emareleri gösterdiğini söyleyen Gentile’nin bu konudaki ifadeleri şöyle:

“Bütün hükümetler demokratik oldukları iddiasındalar, hemen bütün anayasalar halkın iktidarın kaynağı olduğunu beyan ediyorlar. Bu ifadelere olguların karşılık gelip gelmediğini anlamak istedim. Bunlara bakınca da daha önce de ifade ettiğim gibi, bugün yaşanmakta olanın temsilî demokrasinin sahne demokrasisine doğru bir dönüşümü olduğuna şahit oldum.

Seçimlerin bir perdesinden diğerine, demokratik devletler sahnesinde hükümetlerin ve partilerin oligarşileri, siyasal sınıfta çürüme, yönetenlerin demagojileri, yurttaşlardaki kayıtsızlık, kamuoyunun manipüle edilmesi ve yürütülen propagandalarda siyasal kültürün bozulması hüküm sürüyor.”

EMILIO GENTILE/ “Demokraside Halk Her Zaman Egemendir” (Yalan!), s.13

YORUMLAR (35)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
35 Yorum
  • Ali Rıza / 24 Mayıs 2024 01:45

    Ne demokrasisi o eskidendi tek adam rejiminde demokrasi memokrasi olmaz, kendimizi kadırmayalım!

    Yanıtla (10) (2)
  • La havle / 24 Mayıs 2024 07:11

    Tek adam rejimi diye kast ettiğin son 20 yıllık dönem türkiye cumhurriyetinin en demokratik en şefaff dönemidir, binan enaleyh; 27 yıllık cehape tek parti döneminde icra edilen alfabe değişikliğini islam hukukunu kaldırmayı zorla kilik kiyafet değişikliğini zorla batı hayat tarzı dayatması, menderes asılması her 10 yılda darbe yapılmasi, atın bu kadını meclisten.... 90 lı yıllar 17 bin faili meçhul cinayetler vs şanlı demokrasimiz dönemidir öyle mi?! , oh dearrr....

    Yanıtla (3) (18)
  • ÖMER KUTALMIŞ / 24 Mayıs 2024 10:19

    Yanlışı; başkaları yanlış yapıyor, Bu yanlışı hasan dün yapmıştı, Osman evvel yapmıştı fırsat bulurlarsa gene yapacaklar mantığı ile savunmanın itibar edilebilir bir tarafı yoktur. yapılan yanlışların mağdurlarını ve mağrurlarını değiştirmek adalet olmadı olamaz da...

    Yanıtla (6) (0)
  • Murat / 25 Mayıs 2024 02:30

    Eski sistem camiye gitmene mi mani oldu.
    Din için diyanet kuruldu, kötü mü oldu ?
    Kuranı Kerimi Türkçe okumak ve anlamak kötü şey mi ?
    Dindarsan eski sistemde de dindardın madalyonun diğer yüzü var mesel eski dinciler, kızların okumasına karşıydı, soru sorulmasına karşıydı, şimdiki Afganistan da, bir tık iyisi olan İran öyle değil mi ?
    Çok mu başarılı ülkeler ?
    Cumhuriyet, halk için baldır şekerdir.
    Başta Atatürk olmak üzere kuranlardan Allah razı olsun

    Yanıtla (1) (0)
  • Objektif bakış / 24 Mayıs 2024 15:30

    Uluslarası Ceza Mahkemesi sadece ABD'nin nefret ettiği devletlerin yöneticilerini değil; bütün kan emici ve haydutların yargılanabildiği bir konumda olmalıdır. Ancak o zaman adalet sağlanmış olacaktır. Haydutlar, savaştan nemalananlar olmasa; adaletli bir gelir dağılımı olsa; insanlar açlık ve sefaletten kurtulsa; ilaç bulamama gibi bir sorun olmasa, dünya ne kadar güzel olurdu. Bir de hayvanlara canlı gözüyle bakıp eziyet edilmezse çok daja güzel olurdu. Ey emperyalist/ sömürücü ve talancılar;

    Yanıtla (1) (0)
  • Murat / 25 Mayıs 2024 02:06

    Bu emperyalist söylemler hepsi boş laf; Kuzey Kore'ye sorsan en mutlu halk onlar ve emperyalistlerle karşı savaşıyorlar.
    Çin dünya ya Avrupa'dan ögrendiği işlerden üretim yapıp satıyor, bizim sanayimiz öldürüyor, ama emperyalist değil.
    Kahraman Rusya var onlarda, Kazakları, Tatarları, Azerileri sömürüyorlar ama emperyalist değiller.
    Gerçek öyle mi?
    Asıl bunlar bir numaralı emperyalistle.,

    Yanıtla (0) (0)
  • orcan tanyalçın / 24 Mayıs 2024 18:52

    Partilerin başlıca amacı toplumun refah seviyesi olmalıdır.
    Farkları da önceledikleri konularda olmalıdır. Demokrasi, insan hakları, eğitim, sağlık, sosyal adalet, vergi sistemi, güvenlik gibi konularda önem sırası, öncelikleri farklılık gösterebilir. Kafatası ırkçılığı veya engizisyonun cadı ilanına geçit verilmemeli. Allah katında kimin secdesinin ne kadar kabul olduğunu yalnız Allah bilir.

    Yanıtla (1) (0)
  • HAYRETI MUCIP / 24 Mayıs 2024 12:18

    Ben hep şundan dertliyim ; özellikle bütün dünyaya hükmetmeye çalışan büyük devletlerin başına ; bütün insanlığı düşünen, onları kucaklamaya çalışan, sorunlarını çözmek isteyen , evrensel ve ileri
    görüşlü liderlerin bir türlü gelmemesidir , hep çapsız , bencil , kendine hayrı olmayan , dar kafalı liderler yönetime geliyor !
    Küçük ülkeleri zaten kimse adam yerine koymuyor .

    Yanıtla (2) (0)
  • La.havle / 24 Mayıs 2024 12:37

    Bu çağ lider devri tek adam devri değil artık, toplumun çoğunluğun devridir, hem tek adam toplum karşısinda hiçtir, tek kişiye çok önem atf eden gerçekten gafildir, kusurlar başa, iyilikler müsbet neticeler topluma verilir, çünkü bir şeyin yapımı içın bir çok şartın olmasi gerek olmamasi için bir şartin eksik olması yeter.

    Yanıtla (6) (2)
  • Gercek / 24 Mayıs 2024 16:59

    Toplumun çoğunluğu ülkeni ne hale getirdi? Hitler’inde çoğunluğu vardı Kenan Evren’inde Saddam’inda!

    Yanıtla (5) (1)
  • Ali / 24 Mayıs 2024 16:25

    Eşkiya dünyaya hükümdar oldu, demokrasi çuvala doldu.
    Bildiğimiz insanlık tarihe karışıyor, yeni bir dünyanın acıklı sancıları bir zeynab gibi yeryüzünü sarsıyor. İng+ usa+ rusya+ israil+ Alman düzeniyle buraya kadar!

    Yanıtla (1) (0)
  • Okur / 24 Mayıs 2024 00:32

    Zihinler hitler oldukça soykırım devam eder..Hitler'in kendine göre bir mantık örgüsü vardı..stalinin maonun vd de .ve vicdanları sizlamiyordu..aramızda Gazze vb soykirimlar için bahane bulan ne çok hitler Stalin beyinler var ..

    Yanıtla (10) (0)
  • ÖMER KUTALMIŞ / 24 Mayıs 2024 10:24

    Hitler de Stalin'de ve bunlara benzeyenlerde kendi inanç sistemlerinin dindarlarıydı. Dünya tarihi tecrübesi ile sabittir ki büyük zalimler her zaman dindarlardan çıkar. zira zulümlerini bir nevi ibadet ritüeli gibi görürler.

    Yanıtla (4) (1)
  • Zir / 24 Mayıs 2024 16:06

    Stalin Mao hangi dindendi..bunlar dinleri yasakladı ..senin yazdığın islamafobi...

    Yanıtla (1) (3)
  • Objektif bakış / 24 Mayıs 2024 15:41

    Çıkar gruplarının yönetimleri etkilemesi sonucu Dünyada evrensel anlamda sağlıklı bir demokrasinin inşası gerçekleşmemektedir.

    Yanıtla (2) (0)
  • Objektif bakış / 24 Mayıs 2024 15:39

    Ey emperyalist/ sömürücü/ yağmacı ve talancılar; kirli ellerinizi yoksul dünya halklarının yakasından çekiniz.Amerika, Putin'in yargılanmasını istiyor ama son bir kaç ayda 35 bin Filistin'linin katili Netanyahu'nun yargılanmasını istemiyor. Amerika gibi demokrasisi gelişmiş bir ülkenin evrensel hukuka riayet etmeyerek, çıkarına göre hareket etmesi anlaşılır gibi değil desem de, anlaşılır aslında. Ne yazık ki tüm ůlkelerde belli çıkar grupları yönetimleri türlü araçlarla etkilemektedir.

    Yanıtla (2) (1)
  • Sedat F. / 24 Mayıs 2024 14:15

    İktidarı sürdürmek icin,herseyi mübah gören ve sürekli nifak tohumlari eken Türkiye'yi bu hale getirenleri lanetliyorum, Allah'a havale ediyorum, etrafimdaki insanlari bilgilendiriyorum, baska elimden birsey gelmiyor..

    Yanıtla (4) (0)
  • Ali İncirci / 24 Mayıs 2024 13:12

    Evet, demokrasi haydutlara teslim ülkemizde!. İngiltere'ye bakın, yerel seçimlerde kaybeden iktidar partisi çok beklemedi hemen genel seçim kararı aldı, demokrasinin sağlam ellerde olması, tıkır tıkır işlemesi, ülke sevgisi budur!. Siyasi partilerin ve toplumun kendi günlük çıkarı dışında demokrasi filan talebi yok. Bu olmayınca, bizdeki gibi dikta rejimler kök salıyor kolaylıkla sonra da şikayet.

    Yanıtla (5) (0)
  • Gercek / 24 Mayıs 2024 12:43

    Demokrasi alt tabakanin isyanini engellemek ve zenginin çıkarlarınin koruması amacıyla toplumun çoğunluğunun ağzına bir parmak sürülürken kaymak tabakanin siyasetçilerle birlikte kepçelerle o Bali bölüşme rejimidir.Tavanda işbirliği ve ortak yönetim önemlidir. Daha çok diktator soytarilari çıkar ortaya böyle giderse .2000 li yıllarda insanlar yönetici değil kral seciyorlar

    Yanıtla (1) (0)
  • karar okuru / 24 Mayıs 2024 12:13

    Başsavcı sadece Netanyahu için değil Hamas lideri içinde yakalama istedi. nedense bu durum saklanıyor. Filistin konusu yeni değil ama ilk saldırıyı Hamasın başlattığını da atlamamak lazım. böyle olunca her ikisi de suçlu olur.

    Yanıtla (11) (0)
  • SanalKıreş / 24 Mayıs 2024 11:24

    Defalarca yazdık burada devlet devlettir. Günahsız, masum, kendi halinde devlet olmaz. Ancak mekanik ve propaganda gücüne göre küçük yada büyük günahları olan devletler vardır. Gazze'de uygulanan soykırıma Avrupa'lı hümanistlerin duyarlılık göstermesinin demokrasi ile bir alakası yoktur. Demokrasiye hiçbir zaman ulaşamıyacaklarını bile bile İnsanların hükümetlerden arsızca istemeye devam etmeleri gereken bir idealdir. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir zaman demokrasi yaşanmadı.

    Yanıtla (0) (0)
  • Hakan / 24 Mayıs 2024 08:36

    En iyi sistem, cehaletin iktidarına izin vermeyen sistemdir

    Yanıtla (11) (0)
  • okurum / 24 Mayıs 2024 11:11

    bu nasıl olacak? mükemmele ulaşmak imkansız ve sanırım asıl sınav da bu.

    Yanıtla (0) (0)
  • ÖMER KUTALMIŞ / 24 Mayıs 2024 10:16

    Devletler arası ilişkilerin güç ekseni etrafında şekillendiğini, devletlerin güçleri nispetinde diğerlerini etkilediğini, bu etkileme ve etkilenme sürecinde adalet beklentisi içerisinde olmanın devlet felsefesini anlamamaktan kaynaklandığını düşünüyorum. Bu sistemi ve işleme mekanizmasını bilmeyenler ha bire devletler arası ilişkilerde adaletten. haktan. ahlaktan dem vuruyorlar...

    Yanıtla (0) (0)
  • Okur / 24 Mayıs 2024 09:00

    Demokrasi Ortadoğu ülkelerinde hiç gelişmedi. Liderler öyle veya böyle hep tek adam oldular. Kimi tam hâkimiyet ile kimi gelgitler ile. Bir siyasal kültür de oluşmadı ki bozulsun. Belki Avrupa'da öyledir. Bizde her dönem birbirine benzer. Kimi çok katı olmakla birlikte. Olmayan bir şey kaybedilmez veya evrilmez.

    Yanıtla (7) (0)
  • La havle / 24 Mayıs 2024 10:09

    Yuzler batıya yönelik olduğu için, yemeğini aslını kendin yersin, artığını hayvanlara, işte böyle bencil batıya yönümüz dönük ki bizde onlar gibi olup kendimizi asil insalar başkalarını küçük görmek için

    Yanıtla (3) (5)
  • Okur / 24 Mayıs 2024 07:55

    Ermenistan ın Türkiye ye 1000 füzeyle saldırdığını düşünelim. 2000 yuttaşın da öldürüldü kaçırıldı. Üstüne ABD ve AB türkiyenin yanındayız açıklaması yaptı, neler yaparız nerede dururuz?

    Yanıtla (2) (2)
  • karar okuru - ... / 24 Mayıs 2024 07:52

    biz dünyayı bırakalım da, çünkü o bizi aşar, önce kendimize bakalım. sinan ateşin katilleri ve azmettiricisi belli ve herkes biliyor, ama bir şey yapılamıyor. türkiye cumhuriyeti bu hale mi gelecekti.

    Yanıtla (6) (0)
  • BirOkur / 24 Mayıs 2024 06:53

    Sorun Demokraside değil. Sorun demokratik erdemlerin siyaset ve siyasetçiler ile devlet erkinde olmaması. Bunu güçlendirmek yerine popülizm ve yandaşlık siyaseti yapılması. Milletin geleceğinin değil, siyasetçilerin ve devlet kurumlarının başındaki kişilerin geleceğinin önemli olması. Ali Erbaş örneğinde olduğu gibi.

    Yanıtla (3) (0)
  • Muammer / 24 Mayıs 2024 05:48

    -MHP'nin demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından bir parti olup olmadığı tartışılmalı..
    -Şiddet ile ilişkisi sorgulanmalı..
    -Bahçeli grup toplantılarında sorunlara mı vurgu yapıyor, yoksa racon mu kesiyor?!

    Yanıtla (7) (0)
  • Sedat F. / 24 Mayıs 2024 03:50

    Türkiye Cumhuriyetinin basina gelen en büyük "kaza" AKP ve Erdogan'dir gerisi fasa-fiso.Nokta.

    Yanıtla (4) (1)